03.06.2014 Salı 12:17
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, Afganistan'da dün sabah bombalı saldırı sonucu hayatını kaybeden üç vatandaşa Allah'tan rahmet, yaralanan vatandaşa acil şifa diledi. Dışişleri Bakanlığı'nın, konuyu yakından takip ettiğini ifade eden Erdoğan, Afganistan makamlarına faillerin bulunması talebini ilettiklerini bildirdi. "Oy oranımız 2,5 puan arttı" Başbakan Erdoğan, konuşmasında 1 Haziran'da 14 yerleşim biriminde yapılan yerel seçimleri değerlendirdi. Erdoğan, 14 yerleşim birimi üzerinden bakıldığında AK Parti 5, CHP 3, MHP 3, BDP 2 ve Saadet Partisi'nin 1 merkezde seçimi kazandığına işaret etti. Erdoğan, AK Parti'nin, 30 Mart seçimlerinde 13 merkezde yüzde 43.05, 1 Haziran'da ise yüzde 45.5 oy aldığını anımsatarak, "Yani 30 Mart seçimlerine göre 13 yerleşim biriminde oy oranımız 2.5 puan artış kaydetti" dedi. "MHP, bir kez daha varlığını inkar etti" CHP'nin 13 yerleşim biriminde 30 Mart seçimlerine göre oyunun 1, BDP'nin 2.3 puan arttığını, MHP'nin ise 1.9 puan düştüğünü belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Ağrı ve Yalova'da ortaya çıkan sonucu elbette derinlemesine analiz ettik ve ediyoruz. Hem süreci hem sonucu bütün boyutlarıyla değerlendiriyoruz. Bu mikro düzeydeki seçimin hem CHP ve hem MHP için çok önemli yeni dersler verdiğini ama her iki partinin de bir kez daha ibretlik dersler almasını özellikle tavsiye ederiz. Fakat bunu fark etmediklerini de ne yazık ki görüyoruz. MHP, bir kez daha varlığını, siyasetini, iddiasını inkar etti. 1 Haziran seçimlerinde adeta MHP'nin esamesi bile okunmadı. 30 Mart'ta Pensilvanya'nın maşası, CHP'nin de payandası olan MHP, 1 Haziran'da yeni vazifesini iyice benimsemiş halde, kimliğini tamamen CHP 'ye teslim etmiş oldu. Öte yandan CHP sadece Yalova üzerinden kendisi için başarı tablosu çıkarmaya çalışırken 30 Mart'ta olduğu gibi bugün de genel manzarayı görmekten kaçınıyor." "Çatının bir kez daha çöktüğü sonucudur" Erdoğan, Doğu'da BDP karşısında AK Parti'den, AK Parti'nin karşısında da BDP'den başka parti olmadığını vurguladı. Bunun bir şeyi gösterdiğini kaydeden Erdoğan, CHP ve MHP'nin, siyaseti 780 bin kilometrekarede yapmadığını söyledi. Erdoğan, "Kendileri için uygun vilayetler, uygun ilçeler aramak suretiyle siyaseti böyle sürdürmek istiyorlar. Bunun adı demokratik mücadeleyi ülke geneline yaymak değildir. 'Ben burada yapabilirim, başka yerde buna ne gücüm ne anlayışım yetiyor' vaka budur" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, sözlerini, "1 Haziran seçimleri cumhurbaşkanlığı için gösterge, bir kamuoyu yoklaması olacaksa ortaya çıkan sonuç çatının bir kez daha çöktüğü, uçtuğudur. 1 Haziran'da, 13 birimde CHP ve MHP'nin toplam oyu yüzde 33, AK Parti'nin tek başına oyu yüzde 45.5. Çatı su sızdırmaya devam ediyor. Bu seçimde çatı bir kez daha çatladı. Aslında çatı diye bir şey kalmadı" diye sürdürdü. "Lojistik merkez görevi yaptılar" Gezi olaylarının yıl dönümünde yine en başta CHP ve milletvekillerinin olduğunu belirten Erdoğan, en başta CHP'nin provokatif milletvekillerinin, ellerinden gelen her türlü oyunu oynadığını söyledi. Erdoğan, CHP il, ilçe başkanlıklarının cumartesi günü Ankara ve İstanbul başta olmak üzere çeşitli illerde lojistik merkez görevi yaptığını ifade ederek, "Gençleri sokağa çıkarmak için gençlerin sokakta polisle çatışmaya girmeleri için çağrı yaptılar, tahrik yaptılar" dedi. Erdoğan, bundan önceki Gezi'de onlara lojistik desteği veren sermayenin, bu kez ortaya çıkamadığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Onlardan da lojistik destek gelmeyince şimdi çırılçıplak ortada kaldılar. İstanbul'un lüks kafelerinde, ellerindeki telefonlarla isyan çağrıları yapanlar, cumartesi günü avuçlarını yaladılar. İstanbul'a gelip, abartılı, provokatif çağrılar yapan uluslararası medya kuruluşları avuçlarını yaladılar. Bir tane o, CNN'in dalkavuğu, oralarda bir şeyler yapmaya çalışıyor. CNN Internetional, yerlisi geçen yıl 8 saat aralıksız yayın yaptı. Niye, ülkemi karıştırmak, ülkemi dünyaya farklı göstermek için. Şimdi de suç üstü yakalandı. Bunların, özgür, tarafsız, bağımsız basın diye bir şeyleri yok, bunlar görevli, bunlar adeta ajan görevi icra ediyorlar. Bunun için buradalar. Günlerdir isyan çağrısı yapan bir kısım medya kuruluşları, bir takım yazarlar aynı şekilde onlar da avucunu yaladılar. Günler öncesinden fotoğraf makineleri, kameralar için iftira kareleri hazırlayan figüranlar da avucunu yaladı. Pensilvanya'da, Türkiye'den kaos çıkması için avuçlarını ovuşturanlar gazetelerini, televizyonlarını, twitterdaki o maskeli korkaklarını, kaos için görevlendirenler de onlar da avuçlarını yaladılar. Gezi olaylarının yıl dönümünde sokakları hareketlendirmek için nefret dilini, ırkçılığın, faşizmin, özellikle İslamofobi'nin dilini kullananlar da aynı şeklide avucunu yaladı." "Niye rahatsı oluyorsun?" Bunları konuşunca 'Bu başbakan çok gerilimci...' dendiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sokakta polisime kurşun sıkacak, polisimi yakacak, nitekim şu anda biri hayati tehlike içinde. Bunu konuşmayacaklar ama farklı bir şey olduğunda polis şamar oğlanı, öldür, vur, yarala. Bunun için her yol meşru. Polisin savunma hakkı bile yok. Böyle bir şey olabilir mi? Geçenlerde 'bu ne sabırdır' dedim diye, beyefendiler rahatsız olmuş. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere. Niye rahatsız oluyorsun? Sen bunu git ABD'de, Avrupa ülkelerinde, İngiltere, İspanya, Almanya'da yap bakalım. Sizlere şöyle bir Avrupa'dan dünyanın değişik yerlerinden, özellikle bazı çekimleri göstermek istiyorum. Bunları bir göreceksiniz. Nerede, ne nasıl yapılıyor görmek lazım. Sürekli olarak bizim güvenlik güçlerimizin bu işlerde tahrik unsuru olarak adeta hedef haline getirenler, dünyada, neyin, nasıl yapıldığını görmeleri lazım. Milletimizin de bunu iyi görmesi lazım. Onun için herhalde bir grup toplantısında, bunları özellikle yayınlamak, göstermek istiyorum. Çünkü milletçe bunu bilmemiz lazım. Başta CHP olmak üzere, sokakları hareketlendirip, Türkiye'de yeniden çatışma manzaraları oluşturmak isteyenler, bu Gezi'de hayal kırılığı yaşadılar." "Demokrasi sandıktan geçer" Demokrasi sandık değildir veya demokrasi sadece sandık değildir mantığını kabul etmediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Kim bu ifadeyi kullanırsa kullansın kabul etmiyorum. Demokrasi sandıktan geçer. Öyle veya böyle sandıktan geçer. Adama sorarlar, 'demokrasi sandık değilse nedir? Bunu bana anlat' derler. O zaman ne diyeceksin? Sandıktan gitmeyeceksen, nereden gideceksin?" şeklinde konuştu. "Devlet teröründen bahseden insan önce aynaya bakmalı" Başbakan Erdoğan, "(Sırrı Sakık'a) Bu ülkede devlet teröründen bahseden bir insan, önce aynaya bakmalıdır. Sen terörün desteğiyle belediye başkanı seçildin. AK Parti'nin belediyelerinin olduğu yerde kan mı vardı, kan varsa sizin olduğunuz yerde var. Bak Diyarbakır'da annelerin oturma eylemine tahammül edemediniz. Onların çocuklarını dağa kaçıranlar, size destek veren bölücü terör örgütüydü." dedi. CHP'nin hem Pensilvanya ile iş tutup hem yakın tarihteki davaların izini süremeyeceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu türden iftira dolu, yalan dolu raporlar hazırlayarak insanların şereflerine, namuslarına dil uzatarak da gündemi değiştiremez. Pensilvanya ile ilişkilerinin üzerini örtemezler. Bu tavşana kaç, tazıya tut demektir. Tazı bunu tutmayacaktır. Bunu da bilmeleri lazım. Bize bunu yutturamazlar, millete ise hiç yutturamazlar." "Fezlekeler emniyet bilgisayarından yok edilmek istendi" Başbakan Erdoğan, parelel örgüt tarafından hazırlanan fezlekede tam olarak "Suç işlemek için oluşturulan örgütün lideri dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan" ifadesinin kullanıldığını belirterek, "Bu fezlekeler emniyet bilgisayarından yok edilmek istendi. Ancak bilgisayarlar bulundu, silinmiş dosyalar kurtarıldı. Bu fezleke büyük oranda ortaya çıkartıldı" dedi. "İnlerine girdik" Başbakan Erdoğan, "Daha önce inlerine gireceğiz demiştik. Şu anda inlerine girdik, bütün pisliklerini ortaya döküyoruz. Kaçıp saklandıkları inlerinden de sorumluları çıkaracak ve adalete teslim edeceğiz. Bu ülkede artık hiçbir darbe girişimi hesapsız kalmayacak." şeklinde konuştu. "Çocuklarınızın yüzüne nasıl bakıyorsunuz?" Başbakan Erdoğan, "Bizim yavrularımız dağlara kaçırılırken şu anda bölücü terör örgütüyle el ele olan BDP ve HDP'nin başındakiler, milletvekilleri ve belediye başkanlarının çocukları ABD'de Avrupa'da eğitim alıyorlar veya turistik seyahat yapıyorlar. Doğu ve Güneydoğu'da yoksul halkın çocukları insanlık dışı hayata ve onursuzca bir ölüme mahkum edilirken, ey HDP vekilleri siz evde çocuklarınızın yüzüne nasıl bakıyorsunuz?" ifadelerini kullandı. "Bu sorunu HDP çözmeyecekse bizim de yöntemlerimiz var" Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu insanlık dışı eylemi siyaset kurumu yani HDP çözmeyecekse, bu çocuk kaçırma eylemine 'dur' demeyecekse, bu şımarıklığın sırtını sıvazlayacaksa bunu bilelim dedim. Bu sorunu çözmek için, o çocukları anneleriyle kucaklaştırmak için bizim de yöntemlerimiz var. Ama biz bu yöntemlere gerek kalmadan bu çocuk kaçırma eylemlerinin son bulmasını, kaçırılan çocukların da derhal geri getirilmesini istiyor, HDP'nin bu işi çözmesini bekliyoruz. Eğer korkuyorlarsa, tehdit varsa bunu söylesinler. Eğer Diyarbakır'daki o yürekli anneler gibi cesaretleri yoksa bunu da söylesinler."