29.04.2014 Salı 10:41
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , yerel seçimlerin ardından yabancı basına ilk kez kapsamlı bir mülakat verdi. Daha önce birçok kez görüştüğü, prestijli PBS kanalının deneyimli televizyoncusu Charlie Rose’a konuşan Erdoğan, ABD’nin Fethullah Gülen’i iade etmesine dair beklentisini de ilk kez açıkça söyledi. Erdoğan, geçen Cuma Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın zehir zemberek konuşmasından sonra verdiği söyleşide Kılıç’ın sözlerini de değerlendirdi. “O konuşma benim üzülerek dinlediğim bir konuşmaydı” diyen Erdoğan, Kılıç’ı da “Bu konuşmanın altından da Sayın Başkan ömrü boyunca kurtulamayacak” diyerek çok sert biçimde eleştirdi. Hürriyet gazetesinden Tolga Tanış, Erdoğan’ın Rose’a yaptığı açıklamaları şöyle aktardı: ERMENİ MESELESİ (“Ermeni konusunu ‘soykırım’ olarak tanımlamanız mümkün mü?” sorusu üzerine) Mümkün değil. Çünkü soykırım olsaydı, bugün Türkiye ’de yaşayan Ermeniler var. İSRAİL İLE NORMALLEŞME Başkan Obama’ya, dostuma, o süreçteki gayretleri sebebiyle çok teşekkür ediyorum. Başbakan Netanyahu’nun telefondaki özrü, Başkan Obama’nın çabalarıyla mümkün olan bir adımdı. Tazminat meselesi var burada. Bir anlaşma vardık. Buna artık bir anlaşma diyebiliriz. Tazminat konusunda bir anlaşmaya vardık. İnsani yardım götürme noktasında şu anda görüşmeler var. Normalleşmenin sonraki adımında büyükelçi ataması var. GÜLEN'İN İADESİ Ben Başbakan olduktan sonra kendisiyle (Fethullah Gülen) telefon görüşmelerim dışında bir görüşmem olmadı. Belediye başkanıyken görüşmelerim olmuştu. İlk iki dönem o grupla ilişkilerimiz de iyiydi. Aslında problem 2010 Anayasa referandumu olayından sonra başladı. Orada bir güç ele geçirme olayı vardı. Yani Emniyetle, güvenlikle öbür tarafta yargı arasında o dayanışmayı sağlamaya yönelik bir adımdı. Attıkları ilk adım da istihbarat teşkilatımızın müsteşarına yönelikti. Ondan önceki müsteşar ve müsteşar yardımcısına yönelik atılan adımlar. Tabii benim kabul edebileceğim adımlar değil. Birçok değişik organizasyona sızmaya çalıştıklarının farkındaydık ama nihai kötü niyetlerinin farkında değildik. Sonra bunu hissettik. Önlemlerimizi almaya başladık. 17 Aralık, 25 Aralık… Bunlar son, işin bir darbe girişimine dönüştüğü dönemdi. Bir darbe girişimiydi. Sivil darbe. Bunu yaptılar. Eğer ben yurtdışından gelişimde tüm bu olanlara karşı sessiz kalmış olsaydım, olay çok farklı yerlere gidebilirdi. Benim ofisime böcek yerleştirmişler. Bakanları dinlemişler. Bunları dinleyen insanların vatanseverliğinden bahsedebilir misiniz. Bunu örgüt olarak görüyorum. Bizim model ortağımızdan beklentilerimiz var. (Ne bekliyorsunuz sorusu üzerine) Bunları sınır dışı etmesini. Ben Amerika’nın kendi güvenliğini tehdit eden birileri olursa ne yaparsam, stratejik ortağımız da bizim ulusal güvenliğimizi ilgilendiren bir konuda onu yapmalı. (“ABD Fethullah Gülen’i iade edecek midir?” sorusu üzerine) Ümit ediyorum. En azından sınır dışı etmeliler. YOLSUZLUK SUÇLAMALARI Biz iktidara geldiğimizde Türkiye’nin toplam 250 milyar dolar yıllık geliri vardı. Bizim hükümetimiz bunu 820 milyar dolara çıkarttı. Yolsuzluğun böyle bir gelişmede yeri olabilir mi? Biz iktidara geldiğimizde cumhuriyetin 79 yılında toplam 6 bin 100 km bölünmüş yol yapılmıştı. Biz 12 yılda 17 bin km yaptık. Yolsuzluğun olduğu bir ülkede bunu yapamazsınız. Boğaz’ın altına Marmaray’ı inşa ettik. TWITTER’IN KAPATILMASI (Otoriterleşme eleştirileri konusundaki soru üzerine) Bunlara inanıyor musunuz? Eğer yüzde 45.5 böyle yerel bir seçimde oluyorsa bunun bir anlamı olur. Bunun analiz etmeniz gerekir. Medyada bana her türlü hakareti yapabiliyorlar. Diktatörün olduğu ülkede siz o diktatöre bu hakaretleri yapabilir misiniz? Twitter’ın burada bir ofisi yok. Amerikan şirketi. Bazı hesaplardan hakaretler ediliyor. Ama bu hesaplar kapatılmıyor. Kapatılmadığı gibi diyelim Anayasa Mahkemesi devreye giriyor, hukuku çiğniyor. İç yollar tükenmeden bir defa Anayasa Mahkemesi buna bakamaz. Ben de diyorum ki, ABD’de bu nasılsa, uygulaması nasılsa bizde de aynı şekilde olmalı. Verginizi ödeyin ve burada kanunlara uyuyorsanız Ak Parti Hükümeti’nin yapacağı bir şey yok. Twitter bir defa herkesin özgürlük alanına uymak zorunda. Ofis açmak zorunda. Twitter ABD’de vergi ödüyor mu? O zaman benim ülkemde de ödemek zorunda. Eğer mahkeme kararlarını uymazlarsa kapatırız. Gidin deriz. ANAYASA MAHKEMESİ Biz Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara uyarız ama eleştirimizi de yaparız. Öyle kararlar veriyorlar ki hukuki değil, politik. Yargının kararlarıyla konuşması gerekir. Ama bugün (söyleşinin yapıldığı önceki Cuma) bir konuşma yaptı, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcısı orada. Herkese ders verdi. Bugünkü konuşma benim üzülerek dinlediğim bir konuşmaydı. Bu konuşmanın altından da Sayın Başkan ömrü boyunca kurtulamayacak. SOKAK GÖSTERİLERİ Bütün ülkelerde gösteriler olur ve ölümler yaşanır. ABD’de de Almanya da. Maalesef olur, görmek istemesek de. Ama gösterileri yapanlar, bazı örgütlerin oyununa gelmek suretiyle bu meydanlara düşenler. Son ana kadar polisimiz su sıkarak bunlara müdahale ediyor. Gaz bombalarını kullanmıyor. Ama o noktada kullanıyor. Polisimizin silah kullanarak insan öldürmesi söz konusu değil. Gösteri yapabilirler. Ben de gösteri yapabilirim. Ama belirlenen alanlarda. Ticaret olan yerlerde gösteri yapılabilir mi, böyle bir şey olabilir mi? DIŞ KOMPLOLAR Bu işlerin içerisinde tabii dış tahrikler de var. Mısır’daki olaylara bakıyoruz. Gezi olaylarına, Ukrayna olaylarına… Birçok benzerlik var. Aynı olaylar. Senaryo aynı. Bu senaryoları gördüğünüz zaman da bir yerde düğmeye basılıyor. Amerika’da bazı yerleşik gruplar bu işlerin içinde yer alabilir. Amerikan Yönetimi içinde diye bir iddianın içinde hiç olmadık. AVRUPA BİRLİĞİ (Avrupa Birliği üyesi Türkiye’nin İslam dünyasına köprü olabileceği düşüncesi üzerine) Bana göre bu en doğal yaklaşım. Çünkü Batı’nın da İslam dünyasının da beklediği buydu. Ama Batı’nın bu beklentisinde ne derece samimi olup olmadığını şu 50 senede gördük. AB samimi değil. SURİYE KRİZİ Şu ana kadar ülkemizde bizim 700 bini aşkın sığınmacı var. Bunların yaklaşık 200 bini çadırlarda, konteynerlerde yaşıyor. 500 bini çeşitli şehirlerde. Şimdiye kadar 3.5 milyar dolar harcadık. Bize yurtdışından gelen destek 150 milyon dolar. Bunun 50 milyon doları Suudi Arabistan, 25 milyon doları BM’den, kalanı da çeşitli ülkelerden. Gıdası, eğitimi, sağlığı her şeyleriyle biz ilgileniyoruz. Bu noktada biz istiyor ki, Batı ses çıkarsın. Amerika ile dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Cenevre görüşmelerinden hiçbir şey çıkmadı. Ölüm sayısına bakıyorsunuz 200 bine yakın. BM nerede, ABD nerede? Şu anda birçok ülkelerde atılmış olan adımlar oldu. Libya’da hangi adım atıldıysa, burada da bu tür adımlar farklı bir biçimde deneyebilir atabilirler. Yani şu anda Libya’da atılan adımı kim, nerede, nasıl… Kimse bunun hesabını soruyor mu? Şimdi burada da atılması gereken adımlar üzerine karar alınması gerekiyor. Birçok yerlerde yaptırımlar uygulanıyor. Burada ne uygulanıyor? Herhalde bir şey yok. Ölenler öldükleriyle kalıyor. Bir diyorlar, kimyasal silah. Bunların hepsi oyalama. Aldatma. Ben kimyasal silah filan yutmuyorum. Yani kimyasal silahla iki bin kişi ölüyor. Onu suç olarak kabul ediyorsunuz. Ama öbür taraftan 200 bine yakın insan konvansiyonel silahlarla öldürülüyor, onu yok farz ediyorsunuz. Tanklar, toplar nereden geliyor. Bu varil bombaları nereden geliyor? KIRIM MESELESİ (Putin ile) birbirimize karşı sevgimiz, saygımız var. Kırım’la ilgili yaptığımız görüşmede bu yapılanın doğru olmadığını söyledim. O da oradan olmalarını Kırım’daki halkın istediğini söyledi. ABD İLE İLİŞKİLER Başkan Obama ile 1.5 ay önce görüşmemiz oldu. Eskisi kadar sık konuşmuyoruz ama Dışişleri bakanlarımız birbirlerini daha çok görüyorlar.