14.03.2014 Cuma 14:13
Havaalanından miting alanına gelene kadar merkezi yönetim ile yerel yönetimin yaptıklarını karşılaştırdığını ifade eden Erdoğan, "Görüyorsunuz değil mi, ideoloji insanın karnını doyurmuyor, modern bir yaşamı bize kazandırmıyor. Eserlere ihtiyacımız var, hizmetkar olan belediyelere ihtiyacımız var. 30 Mart'ta sadece belediye başkanı, meclis üyesi, muhtar seçmekle kalmayacağız, 'ya eski Türkiye ya yeni Türkiye' diyecek, yolumuza öyle devam edeceğiz" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, eski Türkiye'de nelerin olduğunu herkesin çok iyi bildiğini, Batman'ın da eski Türkiye'nin acılarını yaşadığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Eski Türkiye'de yasaklar vardı, türküler, şarkılar yasaktı, annenin kendi evladıyla kendi dilinde konuşması yasaktı. Kitaplar, klavyeler, harfler yasaktı. Olağanüstü hal vardı, yol kontrolleri vardı, boşaltılmış köyler, yasaklı mezralar vardı. Eski Türkiye'de sokakta, okulda, kamu kurumlarında devletin vatandaşlarına dayattığı anlamsız kurallar vardı. Eski Türkiye'de üniversitelerde, okullarda başörtüsü yasağı vardı. Üniversiteye girişte katsayı engeli vardı. Kamuda, Meclis'te başörtüsü yasağı vardı. Eski Türkiye'de yolsuzluk, yoksulluk vardı. 12 yıl boyunca eski Türkiye'nin izlerini silmenin mücadelesini verdik, 77 milyonun kardeşliğini pekiştirmenin mücadelesini verdik. Anlamsız yasakları kaldırdık. Türkülerin, şarkıların, kitapların üzerindeki yasakları kaldırdık, ana dil üzerindeki yasakları kaldırdık. Çözüm sürecinin, Türkiye'nin tüm illerinde umutla karşılandığını, 77 milyonun desteğiyle sürecin başlatıldığını anlatan Erdoğan, "Türkiye'nin 81 vilayetinde 77 milyona aynı dille, aynı üslupla, aynı cümlelerle konuşan bir kardeşiniz bir Başbakanınız var. 77 milyonu hep bir ve beraber olarak kucakladık. Türkiye gerçekten kucaklaşıyor, gerçekten helalleşiyor, Türkiye bugün de artık bir oluyor, birlik oluyor, kardeş oluyor hep birlikte Türkiye oluyor" diye konuştu. Barış elde silahla olmaz Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan bazı başlıklar şöyle: "Türkiye'ye aynı dille, aynı üslupla konuşamayanlar, Türkiye'yi bir bütün olarak kucaklamayanlar işte bu süreçten (çözüm süreci) rahatsız oluyorlar. İşte BDP, gerilimi siyaset tarzı yaptığı için, silahların gölgesinde siyaset yapmaya alıştığı için işte bu süreçten rahatsız oluyor. Şimdi elinden istismar araçları kayıp gidiyor. Gençlerin yaşıyor olması, kanın durması, gözyaşının durması, yoksulluğun sona ermesi BDP'nin elindeki istismar aracını alıyor ve BDP bundan rahatsız oluyor" "Barış elde silahla olmaz. Barış kavli leyyin ile olur, tatlı dille olur, hizmetle olur. İşte biz sizi seviyoruz. İşte barışın temsilcileri burada. Bu ülkede barışın teminatı biziz. Onun için bu reformları yaptık. Yapmaya devam ediyoruz" "Bakınız, seçimde bunlar sizi yanıltabilir. Başka oyunlar oynarlar. Oy pusulası üzerinde AK Parti'nin sütununa oyu vururken oraya 'Esma yazın' da diyebilirler. Sakın bu oyuna gelmeyin. En ufak bir yazı olmayacak. Sadece mühür" "Pensilvanya, Gezi olaylarının arkasında duruyor" "Pensilvanya, Gezi olaylarının arkasında duruyor. Buraya fitne mesajları gönderiyor. Bazı kendini bilmez işverenler de sokakları ateşe verme çağrısı yapıyor. Malum medya, densizce, hayasızca, edepsizce günlerdir sokaklarda çatışma çağrısı yapıyor. İnanın bunların gözyaşı sahte. Bunlar çocukların ölümüne ağlayamayacak kadar taş kalpliler. Bunların çocuklara gerçekten merhameti olsaydı, o merhameti biz Mısır'daki, Filistin'deki, Suriye'deki çocuklar için de görürdük. Bunların çocuklara gerçekten acımaları, merhametleri olsaydı biz bunu çözüm sürecinde görürdük ama göremedik"