14.01.2014 Salı 13:21
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın gündeminde17 Aralık operasyonu vardı. "17 Aralık sabahından itibaren gelişmeleri soğukkanlılıkla takip ediyoruz" diyen Erdoğan, "Eğer soğukkanlı olmasaydık daha kötü şeyler olurdu. Çok hızlı bir şekilde tedbirimizi aldık. Muhalefetin umutsuz olduğu, siyaset dışı şer ve güç odaklarını umutsuz olduğunu ve çirkin eylemlere girileceğini defalarca söylemiştik. Dünyada artık sesi çok çıkan, adaletin ve vicdanın sesi haline gelen Türkiye'nin yükselişini durduralım dediler. Çözüm sürecini bozalım bu ülkede yeniden kan akıtalım gençlerin ölmesini sağlayalım dediler. Bir tek operasyon paketinin içine bütün bu kirli niyetleri koydular. Artık olay şu: Acırsanız acınacak hale gelirsiniz" dedi. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları; Veladetinin yıldönümünde Peygamberimizin emir ve tavsiyelerinin hatırlanmasını ve idrak edilmesini gönülden arzuluyorum. Rabbime tüm müslümanlara zihin berraklığı vermesi konusunda dua ediyorum. Hazreti Rasul'ün kardeşlik tavsiyelerinin onun izinden gittiğini iddia eden herkes için bir ibret vesilesi olmasını temenni ediyorum. "AZİZ MİLLETİMİZ TUZAĞI GÖRDÜ" 17 Aralık bu çirkin tezgahın tezahür ettiği tarih oldu. Bir kaç yerde yanlış yaptılar kendilerini ele verdiler. Birincisi milletin ferasetini, demokrasiye yönelik muhabbetini hesaba katmadılar. İlk andan itibaren, aziz milletimiz tuzağı gördü. Bu tuzağa karşı tavrını çok net koydu. 17 Aralık sonrasında Samsun, Ünye, Fatsa, Ordu, Görele, Sakarya, Manisa, İzmir, Ankara ve İstanbul'da halkımızın normalin üzerinde bir heyecanla desteğine şahit olduk. "ALLAH ONLARDAN RAZI OLSUN" Türkiye'nin her ilinden mesajlar aldık hatta dünyanın sayısız şehrinden dostlarımızın bize hayır dualar ettiğine şahit olduk. Sevenlerimiz yapılanın bir komplo olduğunu ve darbe girişimi olduğunu gördüler ve Allah onlardan razı olsun, hepsi de yüreklerini ortaya koydular. "İNTİKAM ALALIM DEDİLER" Yolsuzluk iftirasıyla hükümeti yıpratalım derken başka hesaplarını da görmek istediler. Bir taşla kuş katliamı yapmaktı niyetleri. Türkiye üzerinde kimin hesabı varsa bu operasyona dahil ederek arzularını yerine getirmeye çalıştılar. Türkiye'nin ekonomisini de altüst ettiler. Faizleri yükseltip eskisi gibi kazanalım dediler. Türkiye'nin hamlelerini ve politikalarını sarsalım dediler. İstikrarlı büyümeyi sekteye uğratalım dediler. Mavi Marmara'nın Mısır'da dik duruşun, Suriye'de insani tavrın, Filistin'de vicdani itirazın intikamını alalım dediler. "ACIRSANIZ ACINACAK HALE GELİRSİNİZ" Dünyaya yönelik muasır medeniyetler seviyesine nasıl çıkacağız buna yoğunlaşalım. Ama maalesef içerde de ister istemez buraya da biraz enerji harcamak durumunda kaldık. Bunları meydana çıkarmak zorundayız. Artık olay şu: "Acırsanız acınacak hale gelirsiniz." Nasıl bir takiyyenin nasıl bir kokuşmuşluğun hüküm sürdüğü ortaya çıkacak. Malezya'da ifade ettim, virüs vücuda girmiş. Sinsi bir şekilde yerleşmiş. Çoğalmış bir anda vücudu esir almak üzere. Ancak bu bünye kendisini sinsi bir virüse teslim edecek kadar zayıf değil. "SİNSİ VİRÜSLERE GEÇİT VERMEYECEĞİZ" Haşhaşiler denilen gözüdönmüş bir örgütün gerektiğinde düşmanlarla nasıl işbirliğine gittiğini asırlar önce gördük. Türkiye bu sinsi virüslere ve sızıntılara asla geçit vermez ve vermeyecektir. Burada şu noktanın altını çiziyorum. Mesele kuvvetler ayrılığına ilişkin değildir. Yargının bir örgüt tarafından teslim alınarak tarafsızlığını yitirme meselesidir. Kuvvetler ayrılığı konusunda partilerin endişesi yok. Yasama yürütmeye yürütme yargıya veya ne derseniz deyin müdahale etmesi kesinlikle kabul olunamaz. Bunu yaparsak orada sıkıntı var.