Başbakan: Çözüm sürecini sabote etmek için ellerinden geleni yapıyorlar

Başbakan Erdoğan, 30 Mart yerel seçimleri dolayısı ile Muş'ta vatandaşlara seslendi.

10.03.2014 Pazartesi 16:42

Başbakan Erdoğan, seçim çalışmaları kapsamında Ağrı'da konuştuktan sonra Muş'a geçen Başbakan Erdoğan, Muş'ta vatandaşlara seslendi. Başbakan Erdoğan, "Kürt olduğu için Said-i Nursi'nin yanına gitmeyenler, şimdi de çözüm sürecini sabote etmek için ellerinden geleni yapıyorlar" dedi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, partisinin Muş Belediye Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, öğrenci andına son verdiklerini hatırlattı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, iktidar olduklarında, evinin karşısına andın levhasını asacağına ilişkin sözleri bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Tabi iktidar olamayacağını biliyor ya... Onun için ne yapsın laf ola beri gele. Her türlü ayrımcılığın, her türlü nefret suçunun önüne daha kararlı şekilde geçiyoruz" dedi. Seçmenlere kısa mesaj yoluyla ulaşılarak, AK Parti'ye oy verilmemesine yönelik telkinlerde bulunulduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "SMS'ler atıyorlar, 'AK Parti'nin dışında kime oy verirseniz verin, CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye herkese verin, yeter ki AK Parti'ye vermeyin.' 2 sene öncesine kadar AK Parti'ye oy vermek doğruydu da... AK Parti aynı parti. Şimdi ne oldu da 'AK Parti değil de oralar' diyorsun? O zaman sende bir hal var. 10 sene önce farklı, bugün farklı. Burada bir numara var. Rant, rant, rant, mama kaybolunca herşey bozuldu" diye konuştu. Erdoğan, "Güya, Said-i Nursi'nin peşinde olduğunu söyleyen Pensilvanya'daki bu zat, Said-i Nursi gibi hareket etmedi. Said-i Nursi, Sibirya'dan hemen fırsatı bulup Türkiye'ye döndü ama bu zat Türkiye'den 1999'da başka bir ülkeye kaçtı gitti. Kürt olduğu için Said-i Nursi'nin yanına gitmeyenler, şimdi de çözüm sürecini sabote etmek için ellerinden geleni yapıyorlar" dedi. Başbakan Erdoğan, "Muşluların güzel bir sözü var; 'Toydur, düğündür o da bir gündür.' Bunlar 17 Aralık'ta iftiraların tutacağını zannettiler, bir gün düğün yaptılar, şimdi kara kara düşünüyorlar" şeklinde konuştu. "GÖZ YAŞINI DİNDİRMEK İÇİN ÇIRPINIYORUZ" Erdoğan, Ağrı'da partisinin Adliye Meydanı'ndaki mitinginde yaptığı konuşmada ise Türkiye'yi bir ve güçlü şekilde ileriye taşımaya çalıştıklarını söyledi. Türkiye ile Ağrı'yı büyütmeye devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "12 yıl boyunca, ülkemize, milletimize hizmet mücadelesi verirken, birileri de bize çelme takmanın gayreti içine girdiler. Bunun en somut örneğini, çözüm sürecinde gördük. Biz 12 yıldır topraklarımıza akan kanı, topraklarımıza akan göz yaşını dindirmek için çırpınıyoruz. Biz 12 yıldır şu annelerimizin o yürek acısını dindirmek, babaların acısını dindirmek, gençlerin ölümünü durdurmak için çırpınıyoruz, Türkiye’yi bir olarak, beraber olarak birlikte istikbale taşımanın mücadelesini verirken birileri de bizi durdurmanın mücadelesini verdiler. Şu anda da veriyorlar. Hamdolsun evlerimize huzur geldi, sofralarımıza bereket geldi. Şehirlerimiz cıvıl cıvıl. Bunu muhafaza edeceğiz. Bunu hep birlikte koruyacağız. Bu baharın kışa dönmesine, bu huzurun bozulmasına, ağız tadımızın kaçmasına hep birlikte izin vermeyeceğiz." Başbakan Erdoğan, tek devlet dediklerini, devlet içerisinde devleti kabul etmediklerini, paralel devlet ile paralel yapı istemediklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Onlar varsın Pensilvanya'da oluşsunlar. Kardeşlerim, bir yıl içerisinde Türkiye'nin havası değişti. Doğu'nun, Güney Doğu'nun, Ağrı'nın havası değişti. Bu çözüm sürecini daha da ilerleteceğiz. Göreceksiniz çok daha güzel şeyler olacak. Ağrı'nın çehresi daha da değişecek. Ağrı Üniversitesi'yle... Kim getirdi bu üniversiteyi buraya, biz getirdik. Sağolsun bir Ağrılı olan İbrahim Çeçen kardeşime de teşekkür ediyorum. Kendisinde rica ettik, oda üniversiteyle ilgili sözünü tuttu." "MİLLİ BİRLİĞİMİZİ ASLA BÖLDÜRMEYECEĞiZ" Milli birlik ve kardeşlik sürecinin en önemli alt yapısının vatandaşlar arasındaki birlik ve beraberlik olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu birliğimizi, bu kardeşliğimizi kıskananlar var. Bizi bölmek isteyenler var. Bunlara pirim vermeyeceğiz. Bu milli birliğimizi ve kardeşliğimizi asla böldürmeyeceğiz. İşte Oslo sürecini bunun için sabote etmek istediler. 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarımızı tutuklayıp bu süreci sabote etmek istediler. Paris'te suikast yaparak süreci durdurmak istediler. Gezi olaylarıyla bu barış sürecini, bu kardeşlik sürecini baltalamak istediler. Başarılı olamadılar. Ama hiç birinde de kardeşliğimizi bozamadılar. Şimdi 17 Aralık ve 25 Aralık darbe girişimlerini de en başta çözüm sürecini ortadan kaldırmak için yaptılar. Neden biliyor musunuz? Eğer çözüm süreci kalıcı olursa Türkiye'yi hiç kimse tutamaz. Çözüm kalıcı olursa ekonomiyi hiç kimse tutamaz. Çözüm kalıcı olursa kardeşliğimizi kimse bozamaz. Bunu istemediler. Onun için 17 Aralık'ta, 25 Aralık'ta hükümeti devirip süreci bitirmek istediler. Biz bu saldırı karşısında dik durduk dik. Sizin emanetinizi gasp etmek istediler. Biz o emaneti vermedik. Türkiye'nin istikbaline, istiklaline, o büyük ekonomisine çözüm sürecine yönelik bu alçak saldırıya geçit vermedik. Ne diyorlar, 'yolsuzluk ve rüşvet'. Kardeşlerim, en büyük yolsuzluk, en büyük hırsızlık milli irade hırsızlığıdır. Bize yolsuzluk ve rüşvet iftirası atanlar aslında milli iradeyi çalarak yolsuzluğun ve hırsızlığın en büyüğünü yapmak istediler. Kardeşlerim, bu milletin bir kuruşunu yedirmedik, yedirmeyiz, millin iradesini de gasp ettirmeyiz." "MiLLET CEVAP VERECEK" Göreve geldiklerinde Türkiye'de 76 üniversitenin olduğunu, buna 99 üniversite daha eklediklerini belirten Erdoğan, artık tüm illerde üniversite bulunduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, şunları ifade etti: "Şimdi çıkmış bir Pensilvanya, mesajlar atıyor. Bilmiyorum Pensilvanya'nın burada da uzantıları var mı? Yok değil mi? Güzel. SMS'ler atıyorlar, 'AK Parti'ye oy vermeyin, kime verirseniz verin.' Fakat unutmayın yalancının mumu yatsıya kadar... Ama bununki yatsıya kadar yanmadı, erken söndü. Şimdi istiyorum ki buna 30 Mart'ta tam manasıyla mührü vuralım. CHP ile MHP'yi kötü aldattı ona da söyleyelim. CHP'nin, MHP'nin genel başkanlarına gittiler, 'elimizde dosyalar var dediler, kasetler var, montajlar var, hükümeti devireceğiz, ekonomiyi batıracağız, çözüm sürecini durduracağız' dediler. Bu üç kafadar yola çıktılar, ama yolu şaşırdılar. Ellerindeki bütün malzemeler fos çıktı. Ellerindeki kasetlerin hepsi korsan çıktı. Bir darbe tertip ettiler, ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Bunlar günü idare ederken, biz hizmette yolumuza devam ettik. Ne dedik: Ellerinizde ne varsa koyun ortaya. Biz hiçbir şeyden çekinmiyoruz. Abdestinden şüphesi olmayanın, namazından şüphesi olmaz. 30 Mart'ta kasetler değil, millet konuşacak. Ve benim milletim de gereken cevabı verecek."