18.02.2017 Cumartesi 14:40
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "7'nin üzerinde en geç 10-15 sene içinde bir deprem olacaksa benim uyumamam lazım, İstanbul'daki belediye başkanı arkadaşların uyumaması lazım, vatandaşın biraz tedirgin olması lazım. Bunları kimseyi tedirgin edip korkutmak için söylemiyorum ama bu gerçeği de gözardı edemeyiz." dedi. Özhaseki, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon İl Müdürlüğünce Kayseri'de bir otelde düzenlenen ve çevre illerden basın mensuplarının da katıldığı "Yerel ve Bölgesel Medya Buluşması" etkinliğine katıldı. Burada konuşan Özhaseki, istatistiklere göre son bir asır içinde 6'nın üzerinde 56 deprem olduğunu belirtti. Türkiye'nin yüzde 42'sinin deprem bölgesinde olduğuna dikkati çeken Özhaseki, şunları kaydetti: "Daha önce Selçuklu'nun, Osmanlı'nın gelip tercih etmediği yerler üzerine biz şehirler kurmuşuz. Faylar, alüvyonlar üzerinde, çürük, batak alanlar üzerinde şehirler geliştirmişiz. Bunu göz ardı edemeyiz, göz yumamayız, hazırlık yapmalıyız. Hazırlık yapmazsak çok zorda kalırız. Hazırlığımız olursa Japonlar gibi depremler ninni gelir uyuruz yoksa büyük felaketler bizi bekler. Kentsel dönüşüm yasası 5 yıldır uygulanıyor. 50 ilde 200 alanı riskli ilan etmişiz. Tek tek yıkılan binalar ya da belediyelerimizin riskli alan tanımı içinde kalıp da bir kısmı yıkılan, bir kısmı gelecekte yıkılacak binaların toplam sayısı 965 bin. 5 yıldır gayret ediyoruz, tüm Türkiye çapında ulaşabildiğimiz bağımsız birim sayısı bu. Bu bizi kurtarmaz, yeterli değil." Özhaseki, İstanbul'da depremle ilgili daha korkunç bir manzara olduğunu, İstanbul Teknik Üniversitesinden bir bilim adamının araştırmasına göre, Marmara açıklarında 7 segment bulunduğunu ve bunlardan 5'inin süresinin dolduğunu dile getirdi. - "En geç 2030'a kadar bir deprem gerçeğiyle yüz yüzeyiz" "Her biri Allah korusun patlamak üzere" diyen Özhaseki, şöyle devam etti: "Bütün bilim adamlarının ortak görüşü iki noktada kesişiyor. En geç 2030'a kadar İstanbul açıklarında Marmara Denizi'nde bir deprem olacak. Bir kişi sadece 2050'yi bulabilir diyor onun dışında söyleyen yok. Demek ki yarın sabah da olabilir, şu anda da olabilir, birkaç sene içinde de olabilir ama en geç 2030'a kadar bir deprem gerçeğiyle yüz yüzeyiz. İkincisi hocaların ortak görüşü bu deprem 7'nin üzerinde olacak. 7'nin üzerinde en geç 10-15 sene içinde bir deprem olacaksa benim uyumamam lazım, İstanbul'daki belediye başkanı arkadaşların uyumaması lazım, vatandaşın biraz tedirgin olması lazım. Bunları kimseyi tedirgin edip korkutmak için söylemiyorum ama bu gerçeği de gözardı edemeyiz. İstanbul için ayrı bir çalışma yaptım, önümüzdeki günlerde bunu yasa haline getirip, gayret edeceğiz. Binlerce evin yıkılması yeniden yapılması söz konusu. Eğer bizim amacımız olan Türkiye'de yılda 500 bin civarında bağımsız birimi değiştirip dönüştürebilirsek ki bunun 200-250 bini İstanbul'a tekabül ediyor, kendimizi başarılı sayarız." Vatandaşın da deprem konusunda gerekli önlemleri alması gerektiğini vurgulayan Özhaseki, şöyle konuştu: "Geçimi yerinde olan herkes, lütfen, bir Bakan olarak rica ediyorum evlerini ölçtürsünler depreme dayanıklı mı değil mi testini yaptırsınlar. O evlerin içinde en kıymetli şeyleri var, canları, eşleri, çocukları ve sevdikleri, eşyaları var. Her şeyi devletten beklemesinler, devletin 20 milyon binayı tek tek elden geçirecek, ölçtürecek, yaptıracak mali gücü ne var ne böyle bir şey mümkün zaten. Akıldan mahal bu iş. Bunu şahıslar yaptırmalı. Özellikle İstanbul'da depreme dayanıklılık konusunda hiçbir hazırlığın yapılmadığı, 7'nin üzerinde bir depremde yerle yeksan olacak mahalleler var. Belediye başkanlarımızın bir an önce kentsel dönüşüm mantığıyla burada hazırlık yapması lazım. Bölgeleri tespit etmesi lazım. Ve çıkarcı mantığın bırakılması lazım. Vatandaş da bırakmalı belediyeler de bırakmalı. Bakanlığın da bir an önce bunu teşvik edecek yasaları bir an önce çıkarması lazım. Hedefimiz önümüzdeki 15 yıl içinde 7,5 milyon dayanıksız, sağlıksız, kimliksiz yapıları dönüştürmek." - "Sokaklarda makyaj yaparak göz boyamak, akşam sanatçı çağırmak kurtarmaz" Özhaseki, bazı belediye başkanlarının "Kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşüm" sloganıyla sorumluluktan kaçtıklarını iddia etti. Bu sloganın sorumluluktan kurtarmayacağını ifade eden Özhaseki, "Neyine itiraz ediyorsanız siz bu kentsel dönüşümün, siz o kötülükleri yapmayın. Bu slogan kimseyi kurtarmaz. Sokaklarda makyaj yaparak vakit geçirmek, göz boyamak, akşam sanatçı çağırmak, kültür sanat etkinlikleri, belediye başkanı arkadaşlarımızı kurtarmaz. Bunları da yapsınlar tabi ama birinci işin ne olduğunu bilmeleri lazım." dedi. Özhaseki kentsel dönüşümün ekonomiye katkısına da dikkati çekerek, Türkiye'de senelik 45-50 milyar dolarlık ekonomiye katkı olacak. 250 tane de sektörü etkiliyor, hepsi yerli ve milli." şeklinde konuştu. - "O tartışmaları unuttuk biz" Referandum sürecine değinen ve geçmişte Cumhurbaşkanı ile hükümetler arasında yaşanan anlaşmazlıklara örnekler veren Özhaseki, "Geriye dönüp bakıldığında Atatürk ile İnönü kavgaları meşhur. İnönü'nün başvekil olduğu dönemde biraz devletçi politika izlemesinden dolayı rahmetli Atatürk'ün Celal Bayar'ı iktisat vekili yapmasını unuttuk. O tartışmaları unuttuk biz." dedi. Bakan Özhaseki, şunları dile getirdi: "Özal ile Demirel arasında yaşananlar var. İsim taktılar, 'Çankaya'nın şişmanı' diye. Rahmetli Özal hakaretlerden dolayı dava açtı. Tarih yazıyor bunları. İki başlılık bitiyor, böyle sistem olmaz. İki kaptanın olduğu gemi yürümez. Bu coğrafyada yaşamanın bir tek şartı var güçlü olmak. Avrupa'nın ortasında keyif yapan bir Belçika, Hollanda değiliz biz. Bu coğrafyada güçlü olmazsanız yaşatmazlar. Cumhuriyet filan elden gitmiyor. Anayasanın ilk dört maddesi de duruyor. Buradan geriye gidiş de yok. Gensoru ortadan kalkıyor diyorlar. Cumhuriyet tarihi boyunca 260 küsur gensoru verilmiş, sadece ikisi kabul edilmiş, birbirimizi kandırmayalım. Bolca veriliyor sonra Meclis tıkanıyor. Bir kanun görüşülecek 2'de Meclis açılıyor, 6'da kanun metnine geçilebilirse şükür diyorsunuz. Bu tür işlerle oyalanılıyor." Özhaseki, terör bölgesindeki çalışmalara da değinerek teröristlerin her çıktıkları evin içerisinde bombalama yaptıklarını, her yerde tuzak bulunduğunu anlattı. Yerdeki Kur'an-ı Kerim'in içine bile bomba yerleştirildiğini belirten Özhaseki, sözlerini şöyle tamamladı: "Biliyorlar ki biraz sonra giren polisimiz kesinlikle koşup o Kuran'ı Kerim'i alacak, öpecek, başına koyacak yüksek bir yere kaldıracak. Bunu bildikleri için içerisine bomba tuzağı koyuyorlar. Teröristle vatandaşı da ayırmak lazım. Eğer Sur'dan evi yıkılan bir vatandaş derse Diyarbakır'dan bana yaptığınız 2 artı 1 evlerden verin evimiz hazır, anahtarı teslim edebiliriz, yıkılan evinin parasını da verebiliriz isterse. Cizre, Şırnak'da da senenin sonuna kadar bütün vatandaşların evini verebilecek durumdayız. Buralarda farklı projelerimiz var. Fakat PKK'nın kara propagandası da bitmiyor. Uluslararası Af Örgütü de geçenler de geldi. Aynı PKK'nın ağzıyla aynısını söyleyerek onların propagandasını yaparak gidiyorlar. İş merkezlerinden, otellerden söz ediyorlar aklınıza gelmeyecek iftiralar atıyorlar ama biz ne yaptığımızı biliyoruz." Programa, Bakan Özhaseki'nin yanı sıra AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, Kayseri Valisi Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ile çok sayıda gazeteci katıldı. Program, gazetecilerin sorularıyla devam etti.