08.05.2013 Çarşamba 17:09
Mustafa Belevi’nin sunduğu Tarihçe programında ibadete açılıp açılmayacağı tartışılan mekânın dini ve kültürel önemini anlatan Yavuz Bahadıroğlu, “Ayasofya bir cami olmanın ötesinde fethin sembolüdür. Fatih bunu vakfetmiş. Vakfın ihtiyacına uygun bir şekilde açılması gerekir. Ayrıca Fatih’in çok ciddi bir bedduası var. Bundan tüm hükümetler sorumludur. Artık fetih ruhundan intikam almanın sonuna gelinmelidir. O yüzden Ayasofya açılmalı.” dedi. Bahadıroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Ben, ‘Sultanahmet, dolsun ondan sonra Ayasofya’ya bakarız, sözüne inanmıyorum. Madem dolması gerekiyorsa o zaman Çamlıca’ya ya da Taksim’e neden cami yapıyorsun? Bence Ayasofya cami olacak. Ama dilerim ki Tayyip Bey yapsın. Çünkü çok uykusuz geceleri oldu. Çok hizmetler yaptı. Bir de İsrail’i ‘one minute’ çekme iradesini ortaya koyan bir Başbakan, Ayasofya konusunda da ‘one minute’ çektin. Altı üstüne mi gelir. Bir gelsin. Bakalım altı daha hayırlıdır.” Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Menderes’e yazdığı mektupta Ayasofya’nın açılmasını talep ettiğini aktaran Bahadıroğlu, “Bunu diğer âlimler de talep etmiştir. Ayasofya’yı Bizans inşa etti ama o Fatih’in camisidir. Her şeyden evvel simgesel anlamı da çok büyüktür.” ifadelerini kullandı. Bahadıroğlu, Adnan Menderes’i tarihe geçiren en önemli olayın ezan yasağını kaldırması olduğunu belirtirken, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da yol, baraj, tren gibi şeylerle tarihe geçemez. Bunun için Ayasofya’yı cami yapması gerekiyor.” dedi. Programda yakın tarihe değinen Bahadıroğlu, tek parti dönemini ve idari yapıyı şöyle anlattı: “İsmet Paşa dönemi tam bir diktatörlük dönemidir. Atatürk nasıl Ebedi Şef olmuşsa İsmet Paşa da Milli Şef olmuştur. Atatürk öldükten sonrada hemen Cumhurbaşkanı olmuş ve Mustafa Kemal’in fotoğraflarını paradan çıkarmıştır. Devlet şehirlerde polis baskısı, köylerde jandarma baskısı, maliye baskını, vergi baskını denildi mi korkuyorlardı. Jandarma, polis, vergi ve maliye korkusu vardı. Kürtler zannediyorlar ki sadece dil bize yasak. Öyle bir şey yok. Bizim köyde Lazca türkü söyleyen Çolak Amca, ‘Sen Türkçe dışında neden dil konuşuyorsun’ diye dayak yedi. Bütün Türkiye sathında binlerce cami kapandı. Demokrat Parti kuruldu. 1946’ya girildi. Vali CHP’nin il başkanı. Hitler yöntemi. Açık oy gizli tasnif. Cesaret ister Demokrat Parti’ye oy vermek. Sandık başkanı ve sandık kurulu onlardan. Demokrat Parti levhası asamıyorsunuz ilçeye. Bunlar yaşandı 1946’da. Yine bir varlık gösterdi. Bu defa 1950 yılında gizli oy açık tasnifle yapıldı. O korku devam etmesine rağmen Demokrat Parti çok büyük oy farkı olmadan galip geldi. Millet korkudan başka cesaret gösteremiyor.“ Siyasete de temas eden Yavuz Bahadıroğlu, “Doğu’ya özgürlük gelsin Tayyip Erdoğan’ın oyları yüzde 80’ı bulur. BDP’nin aldığı oyların yüzde 50’si gönülsüz verilen oylar. Halk çeliğinden çoluğundan korktuğu için temkinli davranıyor. Aynı şey tek parti döneminde de vukubulmuştu.” yorumunu yaptı.