14.11.2012 Çarşamba 00:32
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Türkiye'nin tarihi dokusu da gelenekleri de kültürü de başkanlık sistemi için çok daha elverişlidir'' dedi. Bağış, AB Bakanlığının bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelerinde muhalefet milletvekillerinin görüşlerini dinledikten sonra sorularını yanıtladı. AB Bakanlığının bütçesiyle ilgili sorular üzerine, bakanlık bütçesinde yüzde 30'luk artış bulunmadığını ifade eden Bağış, bütçenin 46 milyon TL'den 52 milyon TL'ye çıktığını, artışın yüzde 13 olduğunu söyledi. İfade edilen yüzde 30'luk artışın Ulusal Ajans'ın bütçesinden kaynaklandığını belirten Bağış, Ulusal Ajans vasıtasıyla geçen yıl 44 bin gencin Avrupa'da eğitim aldığını bildirdi. Bu eğitime harcanan masrafın yaklaşık yüzde 70-75'nin AB fonlarından, kalan kısmın Türkiye fonlarından karşılandığını bildiren Bağış, AB üyesi ülkeler ve aday ülkeler içerisinde bu konudaki bütçesi ve gönderdiği öğrenci sayısı en hızlı artan ülkenin Türkiye olduğunu kaydetti. Birçok ülkenin kendi ulusal ajanslarına ayrılan fonları kullanamadığına dikkati çeken Bağış, Türkiye'nin genç nüfusunun bu konudaki talebini göz önüne alan AB yetkililerinin başka ülkelerden iade edilen fonları Türkiye'ye aktardığını anlattı. Bağış, ''Türkiye'ye gelen fonlar arttığı zaman, Türkiye'nin de bu yüzde 25'lik katkısını artırması gerekmektedir. Asıl artış ondan kaynaklanmaktadır'' diye konuştu. Bakan Bağış, geçen yıl 44 bin olan öğrenci sayısını bu yıl 55 bine çıkarmayı hedeflediklerini, bu sayının yıl sonuna kadar 60 bine ulaşacağını ifade etti. Türkiye'nin AB'den 2006-2013 yılları arasında yaklaşık 5 milyar Avro hibe aldığını kaydeden eden Bağış, bu miktarla gerçekleştirilen projeleri anlattı. ''Hedef 70 bin'' Önümüzdeki yıl 70 bin genci AB'ye göndermeyi hedeflediklerini de bildiren Bağış, yaptıkları çalışmaların AB'de Türkiye'ye bakışı olumlu yönde etkilediğini, German Marshall Fonu'nun yaptığı bir araştırmanın, Avrupa'da Türkiye'nin AB üyeliğine bakışın olumlu yönde arttığını ortaya koyduğunu söyledi. Bakan Bağış, bazı sorular üzerine, AB Bakanlığı'nın personelinin kadro yapısının diğer bakanlıklardan farklı olmadığını kaydetti. Avrupa Birliği'nin bugüne kadar pek çok kriz yaşadığını anımsatan Bağış, ''Ama Avrupa Birliği her krizden güçlenerek çıkmıştır. Evet bugün Avrupa Birliği'nin bir akıl tutulması içerisinden geçtiğini ben hala iddia ediyorum, ama bunların hepsi geçicidir. Hiçbir kriz sonsuza kadar sürmez'' değerlendirmesinde bulundu. Başkanlık sistemi tartışmaları Başkanlık sistemi ile ilgili olarak AB içerisinde müktesebatta herhangi bir kural bulunmadığına işaret eden Bağış, AB üyesi ülkeler içerisinde başkanlık sistemi, parlamenter sistem ve kraliyetle yönetilen ülkeler bulunduğunu anımsattı. Bağış, ''Başkanlık sistemi ile yönetilen bir ülkede 17 yıl yaşamış bir kişi olarak, bunu iddia ederek söylüyorum: Türkiye'nin tarihi dokusu da gelenekleri de kültürü de başkanlık sistemi için çok daha elverişlidir. Başkanlık sistemi hiçbir zaman bir kişinin, yani başkan olarak seçilen kişinin mutlak yönetimi anlamına gelmemektedir'' görüşünü belirtti. Gerçek başkanlık sistemlerinde yasama, yürütme, yargı erkleri arasında görev dağılımı ve denetleme mekanizmaları iyi kurulursa o ülkelerin başarılı olduğunun görüldüğünü vurgulayan Bağış, ''Bugün dünyada ekonomik rakamları başarılı olan bütün ülkelerin başkanlıkla yönetilen ülkeler olması bir tesadüf olmasa gerek'' dedi. ''Fransa'dan çok daha düşük noktaya geldik'' Avrupa'nın yaşanan krizlerden gerekli dersleri çıkararak karar mekanizmalarında değişikliğe gideceğini öngördüklerini ifade eden Bağış, Türkiye'nin AB üyesi olsa bile Avro Bölgesine girme konusuna sıcak bakmadığını kaydetti. Bu yıla girerken herkesin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB dönem başkanlığında Türkiye'nin AB sürecinin duracağını iddia ettiğini ifade eden Bağış, AB'ye, tarihinde olmayan pozitif gündemi icat ettirdiklerini vurguladı. Siyasi sebeplerle engellenmiş sekiz ayrı fasılda çalışma grupları oluşturduklarına dikkati çeken Bağış, bu çalışma gruplarının dört ayrı fasılda kapanış kriterlerinin yerine getirildiğine dair komisyondan resmi, yazılı neticeler elde ettiklerini bildirdi. AB reformları çerçevesinde geçen yıl kabul edilen 3. Yargı Paketi sayesinde 33 bin 500 kişinin cezaevlerinden tahliye edildiğini anımsatan Bağış, 2006 yılında tutuklu sayısı yüzde 49 iken bu sayının yüzde 25'e düştüğünü belirterek şöyle devam etti: ''Fransa'dan çok daha düşük noktaya geldik. Sorunlarımız yok demiyorum. Evet sorunlarımız var ama mükemmel bir ülke de yok. Bizi eleştiren birçok ülkedeki sorunlar bizden çok daha fazladır.'' İdam tartışmaları İdam tartışmaları konusunda Bağış, Türkiye'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu hatırlatarak, ''Burada her konu tartışılır. İdam konusu da geçmişte olduğu gibi bugün de farklı kesimler tarafından tartışılabilir, bundan daha doğal bir şey yoktur. Belki bu konuda AB'nin de tartışma başlatmasına Türkiye'deki tartışmalar vesile olacaktır'' diye konuştu. Reform İzleme Grubu toplantılarına muhalefetin neden davet edilmediği sorusunu yanıtlarken Bağış, burada icrai sorumluluğu olan siyasi ve bürokratların tartışmalar yaptığını belirtti. Bağış, muhalefetin katılması teklifinin Reform İzleme Grubu'nda gündeme getirildiğini ancak uygun görülmediğini kaydetti. Bakan Bağış konuşmasının sonunda, bakanlıklarındaki kadın sayısının yüzde 54, erkek sayısının yüzde 46 olduğu bilgisini de aktararak, yöneticilerinin yüzde 60'tan fazlasının kadın olduğunu bildirdi. Komisyon'daki görüşmelerin ardından AB Bakanlığı'nın bütçesi oylanarak kabul edildi.