12.06.2013 Çarşamba 16:56
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Gezi Parkı olaylarının Türkiye'de temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi için fırsat olabileceğini söyledi. Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada protestolara yaklaşım konusunda Türk hükümetine eleştiriler yönelten Ashton, “Bu, Türkiye için önemli bir andır. Avrupa değerlerine bağlılığını yenileme şansına, farklı fikirlere, hayat tarzlarına ve fikir çatışmalarına değer veren bir kültür geliştirebilir. Türkiye’nin son yıllarda yaptığı reformlar zaten gerçekten etkileyici. Hatırlayalım; Kürt sorunun çözümü için bir barış sürecini başlatmak için devlet adamlığı, vizyon ve cesareti gösteren de bu hükümetti. Bu zorluğu da göğüsleyebileceğine kaniyim. Bu fırsatı, temel hak ve özgürlükleri genişletmek için kullanabilir." dedi. Türkiye ile üyelik sürecinin dondurulması taleplerine de cevap veren Ashton, "Şimdi, Türkiye ile ilişkileri kesmenin zamanı değil. Aksine daha da yakın ilişki kurma zamanıdır. Ama Türkiye’nin de AB ile daha yakın ilişki kurma vaktidir.” ifadelerini kullandı. Catherine Ashton, asıl bu dönemde müzakere sürecinin daha da yoğunlaştırılması gerektiğine dikkat çekti. Ashton, "Türkiye ile ilişkilerimiz, onu etkileyebilmek için gerçek bir fırsat sağlıyor." diye konuştu. "AŞIRI GÜÇ KULLANANLAR KANUN ÖNÜNE ÇIKARILMALI" Türk polisinin dün gece Taksim Meydanı’ndaki göstericileri dağıtmak için yoğun bir şekilde tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandığını ifade eden Ashton, Ankara ve İzmir’in de şiddet olaylarına sahne olduğunu dile getirdi. Polisin uyguladığı taktiklerin kendileri için büyük endişe kaynağı olduğunu dile getiren Ashton, “Olayları başlangıcından beri yakından takip ediyorum.” dedi. Dün gece Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bu konuyu görüştüğü bilgisini veren Catherine Ashton, son iki haftada polisin aşırı güç kullanımıyla ilgili çok fazla vaka gördüklerini belirtti. Ashton, “Büyük çoğunluğu barışçıl olan protestoculara karşı göz yaşartıcı gaz, tazyikli su biber gazı ve plastik merminin yakın mesafede kullanıldığını gördük.” ifadelerini kullandı. Ashton, aşırı güç kullanımının ivedi ve etraflı şekilde soruşturulması ve sorumluların kanun önüne çıkarılması çağrısı yaptı. "AK PARTİ MİTİNGLERİ GERGİNLİĞİ ARTIRABİLİR" Göstericilerin çevre ile ilgili endişelerinin şimdi daha kapsamlı olduğunu öne süren Ashton, “Toplumun önemli bir kesimi seslerinin Türk siyaseti tarafından duyulmadığını hissediyor.” dedi ve ortada gerçek bir kutuplaşma olduğunu öne sürdü. Ashton, haftasonu İstanbul ve Ankara’da yapılacak büyük mitinglerin de tansiyonun düşmesi gereken bir zamanda gerginliği artırma riski taşıdığını iddia etti. Ashton, çözümün ise husumet yerine diyalogla bulunabileceğine inandığını kaydetti. "ERDOĞAN'IN KABULÜ ÖNEMLİ BİR FIRSAT" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün barış ve diyalog çağrısıyla önemli bir mutedil ses olduğunu ifade eden Catherine Ashton, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın gelecekte daha geniş bir diyalog için dersler çıkarılacağı yönündeki sözlerini hatırlattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün göstericilerin temsilcileri ile bir araya geleceğine de dikkat çeken Ashton, “Bu, diyalog, hoşgörü ve karşılıklı saygı temelinde ileriye doğru bir yol bulabilmek için önemli bir fırsat.” diye konuştu. Catherine Ashton, AB’ye aday ülke konumunda olan Türkiye’nin mümkün olan en yüksek demokratik standart ve uygulamaları benimsemesi gerektiğine dikkat çekti. Ashton, bunlar arasında ifade ve barışçıl toplanma özgürlüklerinin de bulunduğunu vurgulayan Ashton, bunlara medya, din, inanç ve kanaat özgürlüklerini de ekledi. Catherine Ashton, “Demokratik yollarla iş başına gelen hükümetler, üst üste 3 kez seçilmiş ve halkın yarısının oyunu alarak çok başarılı bile olsalar, bu hükümet tarafından temsil edildiklerini hissetmeyenlerin ihtiyaç ve beklentilerini de dikkate almalı. Barışçıl gösteriler de grupların görüşlerini ortaya koymaları için yasal yöntemlerdir.” dedi. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, basının olaylarla başlarda yeterince yer vermediğini de öne sürerek buna şaşırdığını dile getirdi. Sosyal medyayı sınırlama girişiminde bulunulduğunu da iddia eden Ashton, “Türkiye’de basın özgürlüğü meselesi vardır.” dedi. Ashton, sosyal medyanın başlı başına problem kaynağı olarak görülmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.