12.03.2014 Çarşamba 13:15
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin, "Hayatının baharında, henüz delikanlılık çağında ve Anadolu tabiriyle bıyıkları bile terlememişken bir fidanın düşüp ölüvermesi gerçekten üzüntü verici. Ona Allah'tan rahmet dilerken annesi, babası, kardeşleri onlara da sabır diliyorum. Gerçekten üzüntümüz çok büyüktür" dedi. Arınç "Ben de bugün Bilecik'teki seçim kampanyası boyunca müzikli yayın yapılmamasını arkadaşlarımdan rica edeceğim." dedi. Bilecik'teki seçim çalışmalarına katılmak üzere Ankara'dan Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile Eskişehir'e gelen Arınç'ı, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca ve diğer ilgililer karşıladı. Arınç, daha sona Eskişehir Garı Vip Salonu'na geçti. Eskişehir Valisi Tuna, burada yaptığı konuşmada, Arınç'ı Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir'de ağırlamaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak mart ayının sonlarında başkentliği Tataristan'ın Kazan kentine devredeceklerini anımsatan Tuna, "Devir töreni yapacağız. Bunu da nevruz ile beraber yapacağız. 21 Mart'ta bütün Türk dünyası, 30 ülke ve yüzlerce sanatçı, yüzlerce de basın mensubu burada olacak. Nevruz etkinliklerini hep birlikte kardeşlik içinde kutlamaya çalışacağız" diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Arınç da bugün Bilecik ve ilçelerinde seçim çalışması yapacağını belirterek, Kültür Başkenti Eskişehir'de yaklaşık 1 yıldır süren çalışmaları ilgiyle takip ettiğini söyledi. Bu yıl nevruzda bir görev değişiminin olacağını belirten Arınç, şöyle devam etti: "Bunun da büyük bir törenle yapılacağını duydum. Sayın Vali'mize ve Eskişehir'e hayırlı olmasını diliyorum. Tabi nevruz yeni yıl, baharın gelmesi, sevinçli bir olay. Söz konusu edildiği için söylüyorum. Bu ay içinde Türkiye'de umuyorum ki büyük bir sevinçle, sevgiyle, heyecanla kutlanacak. Ama bugün maalesef tam tersi acı bir olayla karşı karşıyayız. Bu konuda üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Bildiğiniz gibi neredeyse 269-270 gün hastanede yaşam savaşı verdikten sonra genç bir evladımız yavrumuz, 15 yaşına hastanede basan Berkin Elvan'ın ölümünü duyduk. Bu çok acı bir olay, dünden bugüne bütün Türkiye gerçekten yasta. Genç bir yavrumuzun hayatını bir sokak olayında kaybetmesi, fevkalade üzüntü verici. Bugün cenazesinin kaldırılacağını biliyoruz. Ben Berkin Elvan yavrumuza Allah'tan rahmet diliyorum. Hayatının baharında, henüz delikanlılık çağında ve Anadolu tabiriyle, 'bıyıkları bile terlememişken', bir fidanın düşüp ölüvermesi gerçekten üzüntü verici. Ona Allah'tan rahmet dilerken annesi, babası, kardeşleri, onlara da sabır diliyorum. Başka yapacak bir şeyimiz yok. Onlara bol sabır diliyorum. Kendilerine ve hayatta olan evlatlarına uzun ömür diliyorum ve bütün Türkiye'ye, bütün annelere, babalara, bütün gençlere başsağlığı ve sabır diliyorum. Gerçekten üzüntümüz çok büyüktür. Haziran'da Türkiye'de, İstanbul'da yaşanan olaylar ve onun uzantısı bazı illerimizde meydana gelen hadiseler sırasında hayatını kaybeden pek çok gencimiz de oldu. İstanbul'da, Eskişehir'de, Hatay'da oldu, başka illerimizde oldu. Bir polisimiz de hayatını kaybetmişti. Bu vesileyle onları da acıyla, üzüntüyle hatırlıyorum ve hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı tekrar sağ olsun." "HİÇBİR iNSANIM ÖLMEMELi" Arınç, üzüntü verici olaylardan birinin de Eskişehir'de yaşandığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Ali İsmail Korkmaz gencimizin de üniversite hayatındayken karşılaştığı ölüm hepimizi derin üzüntüye sevk etmişti. Bununla ilgili adli soruşturmanın yargılama safhasında olduğunu ve Kayseri'de cereyan ettiğini de takip ediyorum. Bu olay vesilesiyle tabi üzüntümüzü ifade etmeliyiz. Gerçekten Türkiye'nin yasta olduğunu bilmeliyiz. Bugün bazı siyasi partilerin seçim çalışmalarında müzik kullanmayacaklarını gazetelerden okudum. Buna da çok sevindim, çok teşekkür ediyorum. Ben de bugün Bilecik'teki seçim kampanyası boyunca müzikli yayın yapılmamasını arkadaşlarımdan rica edeceğim. En azından bu acıya ortak olduğumuzu, acıyı yüreğimizde hissettiğimizi göstermemiz bakımından. Bu olay bize şunu hatırlatıyor. Hiçbir insanımız ölmemeli. Siyasi olaylar, sokak olayları, yaşananlar ölüme yol açmamalı. Bu konuda çok dikkatli olmalıyız. Bu olaylarda eğer adli ve idari soruşturmalar yapılıyorsa, bunlarda süratle neticelenmeli, olayın failleri, nasıl cereyan ettiği, kimlerin sebebiyet verdiği, bütün yönleriyle araştırılmalı ve kamuoyuna açıkça hesap verebilmeli. Burada şüphesiz çok genç bir evladımızın vefatı acıyı biraz daha katmerlemiş, acıyı biraz daha fazla arttırmıştır." Türkiye’de hiçbir zaman bu olayların yaşanmasını istemediklerini anlatan Arınç, "Ne var ki geçmişte ve günümüzde bu ölümlere yol açacak hadiseleri tertipleyenler, provokasyonları büyütmek isteyenler, halkımızı karşı karşıya getirmeye çalışanlar, güvenlik güçleriyle göstericiler arasında nahoş olayların büyümesini isteyenler adeta kolları sıvadılar. Dolayısıyla bugünkü cenaze törenlerinde ve bundan sonra Türkiye'de yaşanabilecek olayların kışkırtıcılarını bulup ortaya çıkartmalıyız. Bunlara hiçbir zaman prim vermemeliyiz. Bu acıdan istifade ederek Türkiye'yi daha büyük acılara sokmak isteyenleri teşhis etmeli ve onlara fırsat vermemeliyiz" diye konuştu. BÜYÜK ÜZÜNTÜ YAŞANIYOR Arınç, acıların paylaşıldıkça küçüldüğünü ifade ederek, şöyle devam etti: "Ben sayın Başbakanımızın da bütün hükümet üyelerimizin de açıklama yapanlar, yapmayanlar hepsinin de büyük üzüntü yaşadığına inanıyorum. Şu benim açımdan belki biraz daha teselli edici. Gezi olayları başladığında ben Başbakanvekiliydim. Olayların nereye sıçrayabileceğini, ne kadar büyüyebileceğini, bunlardan kimlerin yararlanmak isteyebileceğini az çok düşünmüştüm. Dolayısıyla tansiyonu düşürebilecek, gerginlikleri azaltacak çalışmalar yapılması gerektiğine inandım. O zamanki görüşmelerimiz, paydaşları bir araya getirmemiz ve masum bir olayken başlayan bu hadisenin sokak gösterileriyle ve yasa dışı örgütlerin kışkırtmasıyla nasıl bir hal alabileceğini gördüğümüz için bunlara dikkati çekmek istemiştim. Sonunda yaşanan olaylar, bugün belki 7 civarında hatırlayabildiğim kadarıyla vefat olayını önümüze getirdi. Küçük bir kıvılcımın ne kadar büyüyüp yangın haline geleceğini ve hiç istenmeyen olaylara yol açabileceğini, devlet adamları görmeli, güvenlik güçleri görmeli ama halkımız da görmeli".