15.11.2013 Cuma 14:28
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılan Ayasofya Külliyesi yanındaki Halı Müzesi'nin açılış törenine katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Gönlüme gelen başka bir şey var. Biz şimdi Ayasofya Camii'nin hemen hemen yanındayız. Bence kulaklarınız duymasa bile gönlünüzden geçen bir şeyler olduğuna inanıyorum. Ayasofya, bize birşeyler söylüyor. Acaba Ayasofya bize neler söylüyor?" diye konuştu. Halı müzesine ilişkin çalışmanın bir kaç yıldır sürdürüldüğünü anlatan Bülent Arınç, "Vakıflar, özellikle son 10-11 yıldır muhteşem bir çalışma yürütüyor. 4 bin civarında vakıf ve kültür varlığını tekrar hayata kazandırdık. Bu 4 bine yakın eserin restorasyonu ve yeniden ayağa kalkması için takriben 3 katrilyon civarında bir masraf yaptık" dedi. 'AYASOFYA BİZE BİR ŞEYLER SÖYLÜYOR' Arınç, konuşmasını Ayasofya Müzesi'ne yönelik sürdürerek, "Gönlüme gelen başka bir şey var. Biz şimdi Ayasofya Camii'nin hemen hemen yanındayız. Bence kulaklarınız duymasa bile gönlünüzden geçen bir şeyler olduğuna inanıyorum. Ayasofya, bize birşeyler söylüyor. Acaba Ayasofya bize neler söylüyor?" derken, kameramanları Ayasofya'yı çekmeleri için "Kameralarınıza dikkat edin arkadaşlar" diyerek uyardı. "İŞGÜZAR BİRİLERİ, 'BURASI MÜZE OLSUN' DEMİŞ" Bülent Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Neler söylüyor diye, şöyle gönlümüzden bir geçirelim bakalım. Tarihin geçmiş yüzyıllarından bu yana Ayasofya bu haliyle sadece Türkiye'nin, sadece Osmanlı döneminin, sadece 1400-1300'lere sıkışmış haliyle çok daha öncesinden Ayasofya kelimesinin ihtiva ettiği anlamları bir defa şöyle düşünmemiz lazım. Çok şükür benim döneminde 2 tane beni çok mutlu eden gelişme yaşadık. Biz, Ayasofya ismini taşıyan 2 camimizi tekrar cami olarak ibadete açtık. Bunlar zaten camiydi. Ama başka maksatla kullanılıyordu. Bunlardan birisi İznik'teki Orhan Ayasofya Camii'dir. Osman Gazi'nin oğlu Orhan Gazi'nin Bursa'nın fethinden sonra camiye tahayyül ettiği 1300'lerdeki bu cami, 721 yıl cami olarak ibadete açık kaldı. Sonra bir baktık ki, küçük biletler kasilen bir müze haline gelmiş. Trabzon'daki Ayasofya Camii. Orada yüzyıllar boyu cami olarak kalmış. Sonra birisi bir karar vermiş, müze haline gelmiş. Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik, sosyal, demokrat ama bir de hukuk devleti. Hukuk devletinde yazılı hukuka bakmamız lazım. 6570, gayrimenkullerin kiralanmasıyla ilgili bir kanun. İbadethaneler, ibadet dışında başka bir maksatla kullanılamaz, diyor. Hukuk devleti olduğumuza göre bu konuda ne yapmalıyız diye düşündüm. Yapacağımız şey şuydu; burası bir camidir, ibadet amacıyla açılmıştır ve yüzyıllar boyu kullanılmıştır. Onu bir başka maksatla kullanan kim olursa, olsun, Kültür Bakanlığı da, müzeler de bizim. Bakın, Halı Müzesi açıyoruz. Halı Müzesi açtığımız gibi Yazma Eserle Müzesi de açıyoruz. Ama bir cami, bu kanunun bu maddesine göre ibadet dışında kullanılabilir mi? Hayır, kullanılamaz, dedik. Ayasofya Camii, İznik'te esasen müzeye çevrilmesiyle ilgili hiçbir karar da olmamasına rağmen işgüzar birileri, 'Burası müze olsun' demişler, küçük kağıtlara da birer liralık giriş bileti kesmek suretiyle müzeye çevirmişler. Hiç bir işlem bile yapmaya gerek kalmadan Genel Müdürlüğümüz, 'Burası camidir, ibadet amacıyla cami olarak kullanılacaktır' dedi, 2 sene evvel Kurban Bayramı namazıyla birlikte Ayasofya Camii ibadete açıldı. Arkadaşlar bizim içimizden, bu topluluğu tenzih ediyorum, ama birileri, 'Olmasın nereden çıktı, cami eksikliği mi var' dediler, 3 veya 4 kişi. Ama inanın, farklı inanç mensuplarından veya azınlıklardan bu lafı söyleyen bir kişi bile çıkmadı. Burada isim vermek gerekmez, ama en tepe noktasında bu işlerde muhatap aldığımız bir insan bile, 'Yaptığınız karara saygı duyuyoruz' dedi. Ama bizim içimizden 3 veya 4 kişi, 'Biz, başka camiler yaparız. Burası müze olarak kalsa daha iyi olur' dedi. Hadi onların görüşlerine de saygı duyalım. Ama kanunun bize yüklediği bir sorumluluk var; cami, ibadet dışında başka bir maksatla kullanılamaz."