24.04.2014 Perşembe 14:19
Başbakan Tayyip Erdoğan ’ın 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlanmasına ilişkin sendika ve sivil toplum kuruluşlarının taleplerine ilişkin partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Taksim’den ümidinizi kesin” sözleri ve İstanbul Valiliğinin 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına izin vermemesi üzerine Ankara Barosu Avukatlarından Sedat Vural Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptı. T24'ten Arzu Yıldız'ın haberine göre Vural’ın AYM’ye bugün yaptığı başvuru dilekçesinde, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının engellenmesi AİHM ve Anayasaya aykırı olduğu ileri sürüldü. Dilekçede şu hususlara dikkat çekildi: -Anayasa’nın 34. maddesi gereğince, herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesine göre, herkes barışçıl olarak toplanma hakkına sahiptir. -Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasına göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır. -Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasında, herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir denilerek bütün idari ve yargısal makamlarca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve haliyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulması gerektiği bir kez daha vurgulanmıştır. -Hukuksal bu hüküm ve kararlar gereğince, asıl olanın “Hukukun Üstünlüğü” olup, Hukuka aykırı hatta yasal dayanağı bulunmayan keyfi Başbakan ve İstanbul Valisinin emir ve talimatı ile Sözleşme ve Anayasaca güvence altına alınan Toplantı, Gösteri ve İfade Temel Hak ve Özgürlüğümün ihlalinin önlenmesi Hukuksal ve Toplumsal zorunluluktur. -Başbakan ve İstanbul Valisinin temel görevi; Anayasal haklarını kullanan Yurttaşlarının, bu haklarını kullanımını kolaylaştırıcı önlemler almak, Taksim Meydanı’nda yasal İşçi Bayramı’nın kutlanması ve şahsım ile diğer katılanların can güvenliğinin korunmasını sağlamaktır. Yoksa keyfi emir ve talimatla Anayasal Görev suçu olan Toplumsal Barışı ve Kamu Düzenini bozmak değildir.”