03.07.2014 Perşembe 11:32
Enflasyon haziran ayında yüzde 0,31 artışla piyasa beklentilerinin üzerinde geldi. Ekonomistler, haziran ayında enflasyonun artmasını ve Merkez Bankası'nın bu ay yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Odeabank Strateji Direktörü Ali Kırali, yıllık enflasyondaki artışta Ramazan ayı etkisiyle işlenmiş gıda fiyatlarının yüksek artışının etkili olduğunu belirtirken TL'deki değerlenme ve iç talepteki zayıflık nedeniyle çekirdek enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskının hafiflediğinin görüldüğünü söyledi. Yılın geri kalanında yüksek baz etkisinin de yardımıyla enflasyonun kademeli bir şekilde yavaşlayacağını kaydeden Kırali, 2014 yıl geneli için yüzde 8,2'lik enflasyon tahminlerini korurken, TCMB'nin 24 Temmuz'da yayımlayacağı Enflasyon Raporu'nda yüzde 7,6'lık enflasyon tahminini sınırlı yukarı yönlü revize edebileceğini düşündüklerini ifade etti. Kırali, TCMB'nin 17 Temmuz'da yapacağı faiz indiriminin boyutunu ise TL'nin seyrinin belirleyeceğini kaydetti. Şekerbank Başekonomisti Ozan Gazitürk de haziran ayında enflasyonunun yüzde 0,3 olmasında gıda fiyatlarının etkili olduğunu belirterek, İstanbul Ticaret Odası (İTO) enflasyonu verisinden sonra eksi yüzde 0,2 olan tahminlerini yüzde 0,2'ye revize ettiklerini anımsattı. Gazitürk, şunları kaydetti: "Gıda hariç aylık enflasyon tahminimiz yüzde 0,23 iken gerçekleşme de yüzde 0,22 oldu. Dolayısıyla, haziran ayında beklediğimiz dezenflasyon daha sınırlı kaldı ve yıllık enflasyon yüzde 9,7'den yüzde 9,2'ye şeklinde gerçekleşti. TÜFE-I yıllık enflasyonu da beklediğimiz gibi görece yatay kaldı ve yüzde 9,7 oldu. Mevcut enflasyon yanında 12 aylık enflasyon beklentilerinin yüzde 7,2 düzeyinde olduğu yani yüzde 5 hedefinden uzak olduğu göz önünde tutulursa veya 5 ve 10 yıllık tahvil faizlerine bakılırsa TCMB'nin faiz indirimlerinde çok fazla yer olmadığı belirtilebilir. Bu ayki Para Politikası Kurulu toplantısından 50 baz puan indirim beklentimizi ve politika faizinin yüzde 8'in altına gelmesinin riskli olduğu görüşümüzü koruyoruz." "TÜFE'de yaz aylarında görmeye alışık olunan iyileşme bu sene verilere yansımadı" Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz ise TÜFE'de yaz aylarında görmeye alışık olunan iyileşmenin bu sene verilere yansımadığını belirterek, enflasyonun en önemli kaynağı gıda fiyatlarının haziran aylarında mevsimsel koşulların etkisiyle gerilese de yüzde 0,4 oranında artış olduğunun ifade etti. 2005 ila 2012 yılları arasında ortalama her haziran ayında gıda fiyatlarının yüzde 3,1 oranında gerileme kaydettiği bilgisini veren Yılmaz, "Gıda fiyatlarındaki artış baskısının bu sene hem yılın ilk döneminde karşılaşılan don ve kuraklık hem de gıda fiyatlarının yukarı yönde etkilendiği ramazan ayının yaz aylarına denk gelmesinden kaynaklandığı görüşündeyiz" dedi. Yılmaz, bunlara ek olarak kurun tahmin edilen kadar güç kazanmamasının da genel olarak enflasyonist baskıların sürmesine neden olduğunu söyledi. Baz etkisine rağmen yıllık enflasyonun yalnızca 50 baz puan iyileşmiş olmasının bu sene sonunda enflasyonun yüzde 8'in üzerinde oluşabileceğine işaret ettiği belirten Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde TCMB'nin enflasyon görünümü dahilinde sıkı para politikasını sürdürmesi beklenebilir ve bu ay sonundaki enflasyon raporunda da tahminlerini yukarı yönlü güncellemesi söz konusu olabilir" değerlendirmesini yaptı. "Haziran ayı enflasyon verisi TCMB'nin hareket alanını kısıtlayıcı nitelikte" Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da haziran enflasyonunun piyasa beklentilerinden daha olumsuz geldiğini ve yıllık enflasyon hala yüzde 9'un üzerinde olduğunu ifade etti. Uzunca bir süredir enflasyonun iki temel dinamiğinin gıda fiyatlarının yüksek seyri ve kurdaki değer kaybının fiyatlara yansıması olduğunu belirten Kanlı, "Haziran ayında gıda fiyatları yıllık enflasyonunda sınırlı bir düzelme olsa da, bir iyileşme eğiliminden söz edemeyiz. Tarihsel olarak aylık bazda düşmesi beklenen gıda fiyatlarının geçtiğimiz ay arttığını görüyoruz" dedi. Diğer taraftan kurdaki geçmiş değer kayıplarının etkisinin azalsa da çekirdek enflasyon göstergeleri ve kurla ilintili hizmet alt kalemlerinin (ulaştırma, lokanta otel) enflasyonundaki olumsuz görünümü koruduğuna dikkati çeken Kanlı, şunlar kaydetti: "Bu verinin TCMB'nin tahmininin de bir miktar üzerinde olduğunu düşünüyorum. Zira geçtiğimiz ekonomistler toplantısında bundan daha düşük bir haziran ayı enflasyonunu ima etmişlerdi. Bu kapsamda olumsuz sürpriz, TCMB'nin hareket alanını kısıtlayıcı nitelikte. Yeni bir faiz indirimi hala bir sonraki PPK'nın gündeminde olacaktır ancak geçen seferki gibi 75 baz puan ve üstü bir indirim artık olası görünmüyor. Zaten TCMB'nin politika sıkılığı göstergesi olarak kullandığı getiri eğrisi eğimi de yüksek miktarlı indirim ile uyumlu değil. Enflasyonun bu görünüm altında politika faizinde 2014 yılı boyunda yüzde 8,25'in eşik değer olduğunu ve bu seviyenin altının bir yandan TCMB kredibilitesinde ciddi bir erozyona yol açacağını, diğer taraftan da Türkiye finansal piyasalarını yeni bir oynaklık sürecine açık hale getireceğini düşünüyorum."