11.08.2014 Pazartesi 16:18
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, 27 Ağustos’ta kongreye gideceklerini ve yeni genel başkanı belirleyeceklerini ifade ederek, "Seçilecek olan kişi hem genel başkan hem başbakan olacak” dedi. Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenleyen Çelik, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Türkiye’ye hayırlı olmasını temennisinde bulundu. Halkın büyük bir olgunlukla sandığa giderek vatandaşlık görevini yerine getirdiğini ifade eden Çelik, “Biz tabii özellikle katılımın daha yüksek olmasını isterdik ama katılım biraz düşük kalmasının biraz sebepleri var. Bizce önemli sebeplerden birisi Ağustos ayı biraz rehavet ayıdır. İnsanların tatil yaptığı aylardır ve hareketliliğin en üst düzeyde olduğu aylardan birisidir. Doğuda bir çok vatandaşımız pamuk toplamaya gider. O insanların önemli bir kısmı oy kullanamadı. Başta İstanbul olmak üzere metropol şehirlerdeki insanlar tatil dolayısıyla bunu fırsat bilerek memleketlerine gittiler. Onların önemli bir kısmı oy kullanmadı” dedi. "Ben sonuçların hem iktidar hem muhalefet hem de halkımız açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum” Yüzde 74’e yakın katılımın oranın Avrupa da yapılan seçimlere göre daha yüksek bir katılım olduğunu sözlerine ekleyen Çelik, yüzde 70’in üzerinde bir katılımın demokrasilerde normal bir katılım olarak kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Sonuçlara göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 52’ye yakın bir oy aldığını anımsatan Çelik, “Sayın İhsanoğlu yüzde 38.4, sayın Demirtaş’ta 9.8 gibi oy aldığı. Ben sonuçların hem iktidar hem muhalefet hem de halkımız açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu. "Sayın Abdullah Gül görevine devam etmektedir." Çelik, seçimlerin sona ermesinin ardından yaşanan tartışmaları da değerlendirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın halk tarafından seçildiğini ve Başbakan Erdoğan’ın mazbatasını almadan, yemin etmeden fiilen Cumhurbaşkanı olmadığının altını çizen Çelik, konuşmasına şöyle devam etti: “Şuanda Türkiye’nin fiilin bir cumhurbaşkanı vardır, görevinin başındadır. Sayın Abdullah Gül görevine devam etmektedir. Sayın Başbakana bu görevi devredinceye kadar bu görevine devam edecektir. AK Parti’nin kurulduktan 13 yıl içerisinde kendi içinden iki cumhurbaşkanı çıkarması hareketimizin başarısı açısından takdire şayandır. AK Parti içinden ikinci cumhurbaşkanını seçti. Abdullah Gül’ün görev süresi sona erdi. Yine AK Parti içerisinden milletvekilimiz, Genel Başkanımız ve kurucu genel başkanımız, liderimiz nasip olursa 28 Ağustos’ta kendisinden nöbeti, görevi devralacak. Başbakan Erdoğan ülkesine bundan sonra cumhurbaşkanı olarak devam edecek.” Hiçbir başarının tesadüfi olmaz Hiçbir başarının tesadüfi olmadığını sözlerin ekleyen Çelik, başarının ter koktuğunu söyledi. Durup dururken insanların size destek vermeyeceğini kaydeden Çelik, “Birilerin öyle okuyor, birileri böyle okuyor. Muhalefet söylemesi gereken her şeyi söyledi. İktidar da söylemesi gereken her şeyi söyledi. Halk karanını verdikten sonra bu iş bitmiştir. Dolayısıyla arkadaşlar ben özellikle bundan sonra daha ılımlı bir üslubun, daha yapıcı bir barış dilinin yapıcı olmasını gerektiğini ifade ediyorum. Başbakanımız dün balkon konuşmasında kucaklayıcı, gerginliği azaltıcı ve millete olan şükran borcunu ifade edici bir konuşma yaptı. Biz rakiplerimiz hezimetiyle alay etmeyecek kadar, onları küçüksemeyecek kadar ve hafife almayacak kadar tecrübe sahibi insanlarız. Böyle bir asalete de sahibiz. Aslında eğer seçim sonuçları üzerinden yorum yapmaya kalkışırsak ben gerçekten söyleyecek çok şey var. CHP ve MHP bir çatı adayı gösterdi ben ‘hayırlı’ olsun demiştik. Yanına 12 parti daha ilave oldu ve dediler ki ‘bu Türkiye’nin çatı adayıdır.’ Çatı adayının netice itibariyle aldığı oy yüzde 38.4’dir. CHP ve MHP’nin son seçimde aldığı oy oranın bir hayli altında bir oy oranı” şeklinde konuştu. AK Parti’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 3 vilayette yüzde 20’nin altında bir oy aldığını anımsatan Çelik, Türkiye’nin her ilinde neredeyse yüzde 30’un altında oy almadığını altını çizdi. Bütün partilerin Türkiye partisi olmasının kendilerinin bir arzusu olduğunu dile getiren Çelik, bölgesel siyaset yapan değil bütün Türkiye’yi kucaklayan bir siyaseten yapılmasını istediklerini söyledi. HDP’nin de bir Türkiye partisi olmasının demokrasi açısından son derece önemli olduğunu belirten Çelik, özellikle sınır ilçelerde vatandaşların PKK’dan çok ciddi oranda tehdit aldığına dikkat çekti. Ayrım olmayacak 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin sona ereceğini ifade eden Çelik, konuşmasına şöyle devam etti: “Yeni bir genel başkanla, yeni bir başbakanla yola devam etmemiz gerekiyor. Daha önce sayın Başbakanımız da açıkladı seçilecek olan kişi hem genel başkan hem başbakan olacak. Genel başkan ayrı başbakan ayrı olmayacak. Hatırlarsanız 2002 yılında sayın Genel Başkanımız seçime sokulmadığı için, milletvekilli seçimlerinde yolu kesildiği için genel başkandı sayın Abdullah Gül hükümeti kurdu. O bir zaruretten kaynaklandı. Bugün böyle bir zaruret yok. AK Parti’nin girdiği her virajda birileri bizim üzerimizden bir senaryo yazdılar. Bizimle ilgili senaryolar yazdılar. Bu kötü senaryoları bizim ortak irademiz bertaraf etmiştir.” "Anayasanın vermediği bir yetkiyi hiç kimse kullanamaz." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın nasıl bir cumhurbaşkanı olacağının kamuoyunda tartışıldığını kaydeden Çelik, Başbakan Erdoğan’ın Anayasa’dan ve yasalardan kaynaklanmayan bir yetkiyi asla kullanmayacağını belirterek, “Birileri fiili durum yaratacak diyor. Anayasanın vermediği bir yetkiyi hiç kimse kullanamaz. Başbakanımız kanunlar çerçevesinde hukuk devleti mantığı içerisinde cumhurbaşkanlığı yapacaktır. Herkes kendi rengini, tarzını biraz bulunduğu makama verir. Herkesin de zaten böyle bir beklenti içerisinde olduğunu da biliyoruz. 28 Ağustos’ta TBMM’de kendisine mazbatası takdim edilip yemin edince Genel Başkanlığı ve Başbakanlığı sona erecektir. Şuan da fiili Türkiye’nin Cumhurbaşkanı vardır ama halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı da şuan da vardır. ABD’de bildiğiniz gibi yeni Başkan seçilir. Eski Başkanın o süre yeni Başkan göreve başlayıncaya kadar geçirdiği süreye topal ördek dönemi denir. Burada bu süre 18 gündür. Bu süre içerisinde mevcut cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığının kendisine verdiği bütün yetkileri kullanır ama Sayın Başbakan Cumhurbaşkanlığının hiçbir yetkisini kullanamaz. Bizim partimizin hukukçu kurmayları ve üniversitelerdeki birçok hocayla yapılan görüşmeler sonucunda böyle bir karara varılmıştır. Önümüzdeki süreçte AK Parti’nin Genel Başkanı, dolayısıyla Başbakan olacak şahsı belirlemek üzere yapacağımız kongreye Başbakanımızın Başbakanlığında ve Genel Başkanlığında gideceğiz. Bu tarih 27 Ağustos Çarşamba günü saat 10.00’dır. 27 Ağustos’ta bir araya geleceğiz ve bitireceğiz. Biz bu MKYK’da isimlendirme meselesi üzerinde durmadık. Başbakan, bu süreçte bütün MYK ve MKYK üyeleri ve Milletvekili arkadaşlarımızla istişarelerde bulunacak. Tekrar ortak bir akılla biz bir isim üzerinde anlaşacağız ve büyük kongreye o isimle gideceğiz” dedi. Çelik: Bahçeli’nin kendisini gözden geçirmesi gerekiyor. Kimsenin AK Parti’den kavga, gürültü ve çatışma beklememesini sözlerine ekleyen Çelik, “Bu beklenti içinde olanlar inşalar tarafımızdan yanıldıklarını bir kez daha görecekler. Yüzde 52 ile seçilen bir Cumhurbaşkanı var. Güçlü halk desteğine sahiptir. Gelen Başbakan ile bir çatışma olmayacak mı diye kamuoyunda sorulan sorular var. Yüzde 52 halk desteği olan bir Cumhurbaşkanı var. Yüzde 50 oy çoğunluğu ile iktidara gelen bir partinin içinden çıkacak hükümet, iş birliği, anlayış birliği yaptığı zaman Türkiye’de bir şeyler kötüye değil çok daha iyiye gidecektir. Etrafımız bir ateş çemberidir. Etrafımızdaki ülkelerin çoğu yönetilemez durumdadır. Bütün bu manzara içerisinde Türkiye burada bir istikrar adası olmak durumunda, bölgesinin barışına katkı sağlamak durumundadır. Bizim birlikteliğimiz, huzurumuz elbette her şeyin üstündedir. Herkesin varlık sebebi halkın refah ve mutluluğunu temin etmektir. Muhalefete sesleniyorum; dün Sayın Bahçeli’yi dinlerken bir kez daha çok üzüldüğümüzü ifade etmek isterim. Bahçeli’nin kendisini gözden geçirmesi gerekiyor. Her cümlesi küfür ve hakaret olan bir Bahçeli eminim ki kendi tabanına da asla muhlis gelmiyordur. Biz iktidarız. Omzumuzda büyük bir sorumluluk var. Fakat biz kimsenin şamar oğlanı falan değiliz. CHP, seçim sonuçlarına göre kendi içinde bir hesaplaşmaya gider, şunu yapar bunu yapar. O CHP’nin meselesidir. Ben CHP’nin de MHP’nin de birbirine girmesini istemem ama herkesin bir muhasebe yapması gerekiyor. Biz şu ilde daha iyi alabilirdik, şu oranın üzerine çıkabilirdik. Her zaman seçimden galip çıkan AK Parti, mağluplardan daha iyi bir özeleştiri yapmıştır” ifadelerini kullandı.