16.12.2014 Salı 11:04
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal, "Dünyada 200 milyon kadın osteoporoz (kemik erimesi) hastalığından etkileniyor. 60-70 yaşlarındaki kadınların üçte biri, 80 yaşlarındaki kadınların ise üçte ikisi osteoporoz hastalığına yakalanıyor" dedi. HÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Osteoporoz Derneği Kurucu Üyesi Prof. Dr. Kutsal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, osteoporozun (kemik erimesi), kemik gücünün azalması sonucunda ortaya çıkan bir hastalık olduğunu bildirdi. Uluslararası Osteoporoz Vakfının verilerine değinen Kutsal, "Dünyada 200 milyon kadın osteoporoz hastalığından etkileniyor. 60-70 yaşlarındaki kadınların üçte biri, 80 yaşlarındaki kadınların ise üçte ikisi osteoporoz hastalığına yakalanıyor. Elli yaşın üzerindeki kadınların yaklaşık yüzde 30'unda en az bir vertebral kırık bulunuyor. Omurga kemiklerinde osteoporoza bağlı kırık olan kadınların ölüm riski yüzde 15 daha fazla" diye konuştu. Osteoporoz hastalığının erkekleri de etkilediğine işaret eden Kutsal, 50 yaşın üzerindeki erkeklerin yaklaşık yüzde 20'sinde yaşamlarının geri kalan bölümünde osteoporoza bağlı bir kırık oluştuğunu, ilk kırık sonrasında ikinci kırık için riskin arttığını ifade etti. Kemik sağlığının geliştirilmesi ve korunması için yapılması gerekenleri anlatan Kutsal, hastalıkla ilgili toplumsal ve bireysel farkındalığın ve eğitimin sağlanmasının önemli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Kutsal, şöyle devam etti: "Çocukluktan itibaren bilinçli beslenme ve fiziksel aktivitenin artırılması ile gençlerin kemik yoğunluklarının en üst düzeye çıkarılması, ikincil osteoporoza neden olabilecek hastalıkların belirlenmesi ve tedavi edilmesi, hastanın halen kullanmakta olduğu, osteoporoza neden olabilecek ilaçların hemen saptanması gerekir. Günlük yeterli C ve D vitamini alımının sağlanmalı, hastaya en uygun ilaç tedavi planı yapılmalı ve hastanın tedaviye uyumu için yol gösterilmeli ve fiziksel aktivite artırılmalı, kişiye özel egzersiz programları düzenlenmeli. Rehabilitasyon uygulamalarını kapsayan bir tedavi protokolü hazırlanması ve özellikle yaşlılarda düşmelerin önlenmesine yönelik girişimlerin başlatılması lazım." -"Tedavi süresi uzadıkça ilaç tedavisine uyum azalıyor" Osteoporozun ilaç rejimlerinde bir yıllık tedavi alan hastaların tedaviye uyum sağlama ve tedaviye devam etme oranlarına bakıldığında, tedavi süresi uzadıkça ilaç tedavisine uyumun azaldığına dikkati çeken Kutsal, "Osteoporoz aylarca, yıllarca tedavi gerektiren bir hastalıktır. Bu bağlamda hastalıktan korunma önem kazanmaktadır. Bilinmelidir ki, hastalığa yakalandıktan sonra ilaç tedavisine uyum sağlanmaması, hastada kırık olasılıklarının artışına neden olabilir" dedi. Kutsal, osteoporozun sessiz bir hastalık olduğunu, belirti vermeden ilerlediği için hastaların herhangi bir şey hissetmeyip tedavi gereksiniminin önemini kavrayamayabileceğini, tedavinin uzun sürmesi nedeniyle hastaların tedavi yararını hemen algılayamayabileceğini vurguladı. Hastaların belirlenen uygun aralıklarla kontrollere çağrılmasının önemli olduğunu dile getiren Kutsal, "Hastaların tedavinin sonucu ve etkinliği konusunda bilgilendirilmesi, hastalara kontrol incelemelerinin sonuçları konusunda geri bildirim sunulması, tedavinin ulaşılabilir, maliyetinin de sosyal güvenlik kurumlarınca karşılanması gerekir" şeklinde konuştu.